--------------------
Sevdalara durdu bu gece her yanım
Bitmeyen hasret tomurcukları
Ve sen…gözlerin içinde hüzün
Saf saf dizilmiş yoksunluğum
Bağırıyor
------------------------
GİDİŞ SAATİ
gitmek günü gelmiş olmalı
esinti hızını arttırmış bekliyor
karanlıklar gözlerimdeki ışığa hasret
saçlarıma karlar yağmış,aklanmışım
odalarda hayat uykusuz kaldı
bir baharı özlüyor insan
köşelerde serseri bir ben
giitmek günü gelmiş olmalı
---------------------
BURDAYIM...
burdayım ama bedenimle burdayım
ruhum kimbilir nerelerde?
nereleri yakıştırdı kendine
belki uçurumda seyirde
belki vefasız bir kalbin içinde
burdayım...
ama bedenimle burdayım
ruhum cennet bahçelerinde
saçının teline bakınır
gözlerinde bana acır durur
belkide cehennemde bekler
ateşe yakınmış ruhum kim bilir
burdayım...
ama bedenimle burdayım
eteğinin pulundadır benim ruhum
parmaklarının takırtıları arasında
bir seni bilir seni düşünür ruhum
ruhum avare dolanıpdurur başımda
burdayım...
ama bedenimle burdayım
ağlıyordu;alıp başını gitti ruhum
peşin sıra verdi buldu seni
şimdi nerede ruhum?
dudağının iki çift sözünde
gülüşünde;gamzenin içinde
-------------
YELKENLERİNİ AÇTA GEL
yelkenlerini aç,yanaş kıyıma
demir at,bağla ipini iskeleme
bir bak,gör sen gideli ne halde
istersen çöz ipini gitsin gemin
ama sen kal gülçiçek,ne olur kal
sen gideli bak yoksun kaldım
gelmedi ki başka gemi kıyıma
yeneşemedılar,dokunamadılar
sana ait,senin iskelene
mağrur bekliyorum...
ayaaklarım suda,sıvadım bileklerimi
hadi gülçiçek gel yanaş kıyıma.
----------------------
BELKİ
belki bir gün yine...
selvi ağaçlarına bakarız beraber
saçlarımı sürüp ellerimle
gülüşmelerimlizi biçeriz bakışlarımıızla
yarınla olan hesabımızı görürüz
ta içimizde biriikmiş ytimliğimizin hesabı
belki bir kıyıda
ya da çölün tam ortasında
insanların kaynaştığı iskelede
buluşuruz...
seni görüşümde içimdeki sevinci
anlatsam,anlatamamki
eski namelerde
biriken bir sevda masalı gibi
hatırlamak
istesmde,isteyememki.
-------------
TURNACIK
bir figan etse yer gök yarılır
can taşır hale bürünür yavrucağı
bir turnadır mor kanadı güneşe hasret
bir avcı,bir serseri akıl gelir el aşına
turnacık,zavallı...
------------------
KALBİM
bir hüzün bulutu kalbim
nereye yağsa hüzün,keder
yok edercesine yarar toprağı
dolu doluu kalbim...
ne diyeceğini bilmiyor
bilmiyor kalbimi insan
bari sen bil güzel gül
içim kırmızını aldı
kanıyor,kanıyor,kanıyor...
ne desem ben bu şarkıya
alıp koparıyor ahımı
ahım dağlara sesleniyor
bağırıyor...
----------------
SUSADIM
susadım;dudaklarımda yaralar
mecnunluğum çöllere beni paralar
bu akşamlar benden ne istiyor
neden göstermiyorlar resmini
ışıksız,fakir geçen geceelerimde
------------------
VUSLAT
vuslata durdu her yan...
hüzün benim,benmiyim hüzün?
dalgalara tutulan martılar
dipte huzurlu,umursamaz yunuslar
bir yanda ağlayan garibim
ötede,elinde elma şekeri,çocuk
vuslata mı durdu her yan?
------------------------
SEVDİĞİM
bir sevdiğim var içimde
ıssız yüreği çağlayanyarı anımsatır
her daim ceylan bakışları çölü sahradadır
fırtınalar koparan kara saçları
alıp götürür umarsız,
menzilde garip bir kurşun gibi
yüreğimin onun için hazırlanan tahtı sefada
bilinmez görülmez yeşilin olduğu ülkeye
bir sevda yarkısı söylenir hüzün dillerde
sarar bedeni ayaz soğuğunda
bilinmez köşelerde benden kalan bir hay
sonra ben arkamı dönüp giderken bir an
o bakışları yoktur artık,o gülüşü,o yüzü
bir ses bile gelmez arkamdan
sadece iki çift söz olsaydı yeter,
seni seviyorum...........
------------------------
AĞLAYAN ÇOCUK
duydum;ağlayan varmış,
karanlığa özenen saçlarının dibinde
garip bir çocuk gibi gölgende
velhasıl umutla,hayalle...
ne bitmez gecedir gözlerimde
durmadan karanllık ve zifiri.
seni aramış bütün hayaller
velhasıl bilinmezlerde;saklı...
bedene büründü ruhum
ne zaman geçti
ne yaşlandı ardından
ne de unutabildi seni...
duydum;ağlayan varmiş
benini kıskanmıiş,ondan
yüzüne vuran saçlarına kızgın
velhasıl saçlarına hayran...
duydum;ağlayan varmış
yağmurun çiselediği yalnızlığa
ardından doğacak güneşe özlem,
duyulurmuş ardından sesleri sevenlerin
Ve bir çocuk...
duydum;ağlarmış o çocuk
belki doğmamış olmayı yeğleyen
sevenin ardından bir resim kalır,
ona ağlarmış,yakınırmış ona...
bir sevdiğim vardı
o zaman insanlar vardı
o zaman hayallerm vardı
umutlara gömülü yaşlarım
sessizlik ve sen...
duydum;ağlayan varmış
benim ağlayan,halallerim,
umutlarım ağlayan
duydum;ağlayan varmış
ağlayıpta gülen.......
------------------------
BOŞLUK
boşluğun tam ortasındayım
yelkenlerim kırık,dümenim bozuk
su alıyorum,batıyorum dibe
dalgalandıkça deniz,yıpranıyorum
gıcırdıyor dümenim,kırılıyorum
bir limanı özledi,bağlansa bedenim
yakınsa,açılsa
açılmayı özledim
-----------------------------
DÜŞÜNÜYORUM
düşünüyorum...
sahile vuran istiridyeyi
kayığın denizde sallanışını
yeşilin maviye doyumunu
ben bir kıyı düşünüyonum
düşünüyorum...
saatlerce yürümeyi yorulmaksızın
güneşi seyretmeyi;hayata arkamı dönüp
ve dudaklarım arasında hırıldanışlarımı
bir gölge düşünüyorum;renkli,canlı
----------------------------
SEYİRDE
yine seyirlerde gönlüm;
dağı seyre dalmış,
kuşarı,martıları;
yolların bitmez sonunu;
karlara direnen kardeleni;
yüzümdeki soğukluk hissini,
aynada akseden yüzümü
seyirde gönlüm...
gönlüm seyirde bu gün
------------------------------
--------------------------
İNSANLARA
sabahladım yine bu gece ağlayarak
insanlara kızgınım,sağolsunlar...
-metin ol evladım! diyor anam
ama dayanılmaz şeyler anam
insanlıktan çıktım
yazan parmaklarım var
bir iki mısra idareten ama...
artık yazamaz oldu kanlı elim
zahmete zaman kalmıyor...
ne yalan zamanlar yaşarım bilinmez
ah çekmek mi doğru olan?
sanki bensiz gibi zaman
çiçekleri özledim;gül kırmızı
kan kırmızı ve acı;acıtır
ah insanlar,ne severdim sizi
ama sevenin yalanı,dostun kahpeliği
ve sırtımda sayısız pıçak darbesi
bir inilti dilimde;ne duyan var ne bilen
ben ağlıyorum ağlama diyen yok...
ah anam ah!
neden bu kadar yalnızım ben karanlıklarda...
ben korkuyorum,korkma diyen yok
zavallı dilim sayısız küfre maruz
saçımı yoldum canım acıdı
ve kin denen acıymış anladım;tattım
-----------------------------
BURDAYIM
burdayım;tam burada
dizlerinin iki büklüm dibinde
yalvarmaktayım,ağlamaktayım
yaşım yolunu yıkamakta
burdayım;tam burada
dizlerinin iki büklü dibinde
elimde kır çiçekleri;solgun,bükük
bir çocuk masumluğunda tenim
ansızın sendelemişte düşmüş
canı acımış bir cocuk...
-------------------------
yaklaşık kaç yıl...
takvim sayfalarında
bir bir yırttık...
açık mı kapı bu gün?
açılsın,içeri alsın beni
dışarısı soğuk,kavisli
-------------------------------
dönüş
sadece bir söz yeterki insana
mutlu olsun ve gülümsesin hayata
canın acırsa bak bir arkana
kapalı mı kalmış yalan yıllar ve sevdalar
hangi yamanmış seyir eden katibe
bir acı duyar sevinç dolu kalbine
dermanı arar,arar da bulamaz ah çekişleri
saçına tek gül konsun sana tek dileğim
serilsin bin atlı ki yorgun düşen canan dibine
bazen kapalı kalan yalanın olsun sonum olan bakışım olsun
sana ahım sevdam olsun desemde
seni seven kalbim olsun
-------------------------------
KAÇMALI
Bir yolunu bulup kaçmalı bu şehirden, bu korkuda
Özleme dayandı her yan buram buram
Bir yolunu bulup kaçmalı bu şehirden, kaçmalı
Kırlardaki papatya çiçeklerine varmalı.
Ses seda yok elem dolu boğuk haykırışlarımda
Sessizce bağırıyorum dipsiz uçurum hayâsızına
Almıyor toprak almıyor yamacına beni
Ben karanlık şehirde, içimde bir avuç toprak hasreti
Bir yolunu bulup kaçmalı bu şehirden, bu sevdadan
Ağlamaklı gözlerim her yanım kokan gül çiçek
Başımdan atıp gitmeli bu şehirden kaçmalı bu yaradan
Bir köşede sızıp kalmalı sessizce.
RETKA
-------------------------------
retka
Dönüş
Belki bir hataydı aldanıp gitmek rüzgarın sözlerine
Ve içimde özlemin kokan hışırtıları
Şimdi anlamsız karaltılar ve bir avuç susuzluk
Hayal etmek istiyorum saçlarını,gülüşünü,benini
Ağlamak istesem de kuru gözlerimde acı tebessüm
Yalınlığın ve sesinde titreşmeler
Gözlerinde avuçladığım geçmişin silleleri
Dibimde yatan hayatın tek korkusu
Seni kaybetmek ve bulamamak hayallerimde
Şimdi dönüp geldiğim bu toprak parçası
Ve gizli yaşamım içinde kaybolmuş kirli bedenim
Seni bulamamışlığın verdiği ızdırabım
Her şey bu kadar boş muydu eski zamanımda
Dibinde oturduğumuz ağaç yalın mıydı bu kadar
Aynalar bu kadar korkutucu
Ve resimler özlem kokar mıydı bu kadar
----------------------------
AYRILIK
Saklı anılarım var sende kalan; hüznüm, acım, kahrım…
Ve her sesini duyuşum, her yüzünü görüşüm.
Ben senin gözlerine aşık oldum sevgilim.
Saçının siyahına, içinin nazına, elinin sedefine.
Ben sana değil, senin hüzün bakışlarına,
Gözlerindeki mağrurluğa, yanağının alına.
Ben senin tek lafına aşık oldum sevgilim,
“Vakti geldi ayrılığın”
İçim titriyor, canım acıyor giden yıllara inat.
Öfkem sana değil sevgilim, senin yalanına.
Sahteliğine ve hala, sana olan sevgime.
Artık alay olan bakışlarına…
Şimdi yalnızım, sensizim hazan meltemlerinde.
Gözlerimin kapanışını bekliyorum, yaşama inat.
Şimdi yalnızım, sensizim unutulmuşlarda,
Bir umuttur içimde, gelişini bekliyorum uykularda.
Ben senin tek lafına kırgınım sevgilim,
“Vakti geldi ayrılığın”
Şimdi dar sokakları mesken tutmuşken içim,
Seni unutmasın diye çırpınıyor gözlerim.
Kulağıma fısıldanan tek nağme var artık,
Öfkemi, kırgınlığımı ve sana olan sevgimi hatırlatan.
Bir bahar akşamında gözüm kapıda,
Elim aralanan pencereden sahipsiz düşerken,
Kanepenin kenarına saklanmış bir resmin.
Ve gözüm izlerken uçup giden ruhumu,
Seni bana hatırlatan tek nağme var kulağımda,
“Vakti geldi ayrılığın”…
-----------------------------
DÜŞ
Dün gece yine seni gördüm düşümde.
Sesini duyup koştum kör uçurumun
Çiçek açan kenarına. Bir papatya kopardım
Saçının arasına yerleştirip, öptüm yanağından
Sen benden karanlığı istedin nedensiz haykırışlarla
Acılıydın içini yakıyordu bilmediğim şeyler
Benden kendini istiyordun sevgili kendini
Sen bende, ben de sende kaldım, tutukluyuz içimizde
Nasıl verirdim seni sana…
Baharın güneşini senin için açtığı bir vakitti
Sen ayrılık vakti diyordun benden seni istiyordun
Ben gözümde yaş sana canım diyordum
Seviyorum diyordum yapamam diyordum
Ve karanlık çöktü hüzün bakışlarımdan aşağı
Sessizlik kefen gibi sardı her yanımı
Sen benden seni istiyordun ve ağlıyordun
Ben seni koparıp verdim sana içimde tarifsiz acılar
Ve hala yaram kanıyor, seni istiyor donuk bahar akşamları
Sana yazıyorum olan tüm yorgunluklarımı
Geçen yıllara inat seviyorum hala seni
Bir gün çıkagelirsin sesini duyduğum uçuruma diye
Hiç uyanmıyorum uykumdan
Hala seni bekliyorum, elimde papatyalar…
RETKA
---------------------------
SENSİZ
Ağladıkça yüreğimde demlenen acıları içiyorum
İnce belli bir yandan gülen resmine bakıp
Odam desen her zaman soğuk her zaman nemli
Gözlerim gelmemene alışamadı yolları bekler elemli
Korkarım gelmemenden, sensiz bir köşede ölmekten
Geceden karanlık saçlarına vuramamaktan yüzümü
Bir daha gözlerine vurulamamaktan korkuyorum
Ben senden değil kendimden korkuyorum, kendimden
Acılara tutundukça acıyor nerelerde bilinmez gönlüm
Nameler yakıyor içimi zakkum oldu yediklerim
Seni özlemiş, gelmeni özlemiş sevgili geçen yıllar
Hangi limanda bilinmez savurur nefesim deli gönül.
Hadi gel sevdiğim dert verme artık yorgunluğuma
Saçıma aklar düştü, gel temizle şafağa vurmuş güneşi
Pencerem buğulu artık bakamaz oldum yollarına
Bahçemize diktiğin güllerimizde soldu, gel
Son kibriti de yaktım, ocakta son aşım var
Sobam yanıyor sönük kış akşamlarında
Ama bir üşüyorum bilsen hayaline, bir üşüyorum
Yanan yüreğim deli eder beni, ben bir üşüyorum
-----------------------------------
RETKA
gelirim ellerimde geçmişin izleri ve yüzümde hüzün
acıyı tatmş özlem kokan yılların sinesi .
ağır adımlarım takırdar,sesim kesik ,saçlarım dört bir yana dağılmış
içim desen karaltılarda bilinmez bir can pazarında
sarılmak istesem dokunmak ,hissetmek ve ağlamak dizlerinin dibinde
bir gül desem ....
ölümüm desem ,hayalim desem,
kaçamak bakışlarına hasretim desem kesik haykırışlarımla
belki yalnızlığımda bir teselli belki acınmak istercesine
bir çocuk gibi başımı koysam omuzlarına ağlayıp affedermisin?
---------------------------------------
ığdır
Merhaba…
Telli turnalar ay karanlık,parlayan tek yıldız
Şu köşede yalnız dolanan garip ana
Saçlarını toplamaya çalışan selvi ağacı
Torağım,acım kahrım sevincim ve yalnızlığım
Merhaba…
Kardelenler diyarı merhaba
baba ocağı:dört yanı memleket kokan Iğdır
serhatım ,ilk sevdam ilk can buluşum
ayağa ilk kalkışım
ve elini ilk tutuşum canana ilk bakışım Iğdır merhaba
-----------------------------
dünya hali
öfkeli bir yığın insan var dünyada
şarkılarda dostluklar unutulmuş
sevdalar bile karanlığa gömülü birer yılgınlık
çırpınıyor
yalnızlığa itilmiş nice zavallı
anlamsız geçen zaman artık kupkuru
isteksiz verilen bir selam
acıtıyor yüreğimi
belkide onlardan olmayan yüreğim
belkide satırlarda gizli bir
kaç sözüm buna neden
ama unutulduk sezsizce
hiç anlamadan
ve hayata dair herşey
içimizde kalmış
bir tebessüm hasretiyle
------------------------
AŞK
sonradan değeri anlaşıldı aşkın
herkesten habersiz geldi
önce çırpınışlarımı izledi
sonra yalnızlığa itip tek dostum oldu aşk
acıtıyordu canımı ama ...
güzeldi,iyiydi yinede
sessizce kulağıma fısıldayıp dururdu
_soyle artık ne duruyorsun?
yalnızlık arttıkça kucakladığımdı aşk
ilk seviyorum deyişimdi
reddedilişim,sevilişim,karanlığa gömülüşümdü aşk
aşk seni tanıyışımdı
bülbüldüm,gülüm aşk
saçlarına doladığım bir papatya
içimi yakan bir yangın
artık yeter ,bırak deyişim aşk
şimdilerde düşünüyorumda aşk nedir diye
aşk sana kızgınlığım,affedemeyişim
içimde bir yılgınlık abidesi,
yıkıntı,harabe,sessizlik
ve nefret kokan sözcüklerim aşk
ben seni senle seven aşk bir zavallılık
-------------------------
Gidişinle…
Yine sessizlik kaplamış göğü
Her yan karanlık…
insanlar dört biryana dağılmış.
sevgi kendine söylenip duruyor
hayat artık hiç de eğlenceli değil
yemeğin tadı bile kaçmış
şarkıların da sesi kesilmiş
hep ağlatıp duruyorlar artık
yok; hep hüzün var gidişinle
Çiçekler boynunu bükmüş
dalgalanmış deniz biraz kızgın gibi
Her şehri bir ağlamak tutmuş
gözyaşlarında tüten hasret kokusu
Ağaçlar erken yaşadı sonbaharı;
Erkenden döktüler yapraklarını
Ben bir köşede oturuyorum
Saçlarım bir o yana bir bu yana…
Rüzgar bile sessizce esiyor
Anlamsız her şey işte.
Tek canlı toprağında biten gülçiçek
Yangınlar hemen sönüyor artık
Ama içimdeki yangın…
arık kimse gülmüyor;
gülüşünü özledi insan
gamze çiçekleri yok artık
yüzün olmadan.
güzel yok hep çirkin var
dağlardaki beyazlar arttı inan
hastayım halime acıyor Azrail
merak etme güllerini bugünde unutmadım
bak temizledim toprağını
-------------------------------
8A sınıfı için
Biz dost hasretine aşina biçareler
Gözleri tomurcuklanmış bekliyor
Gökçelenmiş her yan sağırlaşmış alem
Anlamak gerek geçmişi,güzel günleri
Bir olmak zaman içinde,tek olmak
Ayrılığı ölüm bilircesine yaşamak
hayal etmek sadece güzel bir geleceği
arada sıralanmış dağlar,uzayan yollar
ve iç yangınlarıyla beklemek
dost deyip öylece uyumak ve sevmek,sevilmek
insafsız giden zamana inat beklemek
yol üstünde,evin penceresinde…
ağlamadan;aksine gülerek hayata
beklemek;sadece sabır deneni tatmak
ihanete uğrasak ta,hayatın gazabına uğrasak ta
hasretin beşiğinde bir çocuk,
yılmamaya hüküm giyercesine
üşüyerek,titreyerek…
saçlar dökülmüş,beller bükülmüş olsada
-----------------------------
yaşamım...
seninle uyandım hayata,
ilk gozümü açışım ve sevişim
bir masumluk ve sızlayan yüreğim
elimde bir resim peşinde,avare,serseri
ilk gözyaşm,ilk ağlayışım
yaşına ilk boğuluşum
sesinle titreyişim,bulamayışım
sabahlara gelemeyişim ve özlem
belki yanlıştı sevişim
belki sevmeye doyamayışım
bir bakışın ölmeme yeterdi
belkide ölümüm olduğun içindi
ama seninle uyandım işte
seninle yaşadım hayatı
yaşamak olmasada hayatım
senelere sığınan acılara inat
dudağını büküşün olsada can buluşum
bukle bukle saçlarındı tutunduğum
parmaklarının takırtısı benım şarkımdı
gözyaşım aşımdı....
seninle öldüm inan...
elalara boğulmuş,her yan yas
taki elin elimden,gözlerin gözlerimden ,
hasretimyüreğine doyumsuzluğum
kavuşuncaya dek her yan anlamsızlığa
ölmek bile güzel seninle olunca hayaller,
benini özledi bahar;gelmez
----------------------------
EKSİK
söylenirdi yalnızlığa tüm yorgunluklar
sevince doymayan yüreğe acır kuşlar
sahillerde bir telaş;denizler kuru
ağlayanlar sarmış her yanı
bir özlem türküsü biçare dillerde
gözlerimde yosunlaşan yaşlarım
gidişine dayanmadı yollar;çöktü
ansızın bir divane aşık belirdi
---------------------------