kara ölüm yaşamı
  şiir üzerine
 


akşamın bir vaktinde 
kördüğümlü sessiz bir yerindeyim
elimde son aldığım armağan
ve solmuyacakmış gibi sarıldığım
bir demet gül var...

söyleyecek sözlerim kaldı dilimin ucunda
dileyecek aflarım hep içimde
geldim yanıbaşına ama...

birden duyulan o fısıltı 
bitirilen bir hayat ölüm kokan şehir
artık sen olmayan bir sen
şimdi soğuklarda sarıldığım 
sevincim,hüznüm,sevgilim
soğuk bir taş;avuntum

özledim,özledim,özledim

gecenin karanlığına sarıldım
gizlendim,saklandım hayattan
beni bekleyen,dileyen her vardan
bir özlemin bir aldığım güllerin 
birde...
dudağımda yarım,dilimde azap
sevgi sözcüklerim...
---------------------------
UYKUSUZLUK
uykusuzluk...
bazen sevincin dostu
bazen kalbimizde,
bazen bir yudum sancı
uyuyamaz duşunuruz
duşunceler dostumuz
ama ya asılı gunlerimiz
ya bu sancılı bekleyiş
ve her elimizden kayan
ümitlerimiz,hayallerimiz
ve yine derin uykusuz geceler

yıkılırız,canımız acır
dizlerimizde kan damlası 
ağlar o gece gözler
dayanamaz minik bedenler
saatlerin geçmeyen duruşu
sonunda yine uykusuzluk
ah  ah.....


bazen ağlıyorum gece boyu
bazen dinlediğim bir şarkı
geçmişimle yolculuğum
ve aptalca güldüğüm halim
şimdi başımda yalnızlık yelleri


----------------------------
Bu gün yine gün batımı

Yine hafif bir esinti saçlarımda

Başucumda fısıltılar bir bir yankılanırken

Elimde bir demet gonca  gül

Sesim boğuk:konuşamıyorum

Nefesimde bilmediğim bir koku

Ve  bedenimde soğukluk

Ya şu gün batımı!

 


-------------------------------
SEVMEKTE
yine haziran akşamları
bana mı kaldı sıkıntılar
sabahlar...
sabahlar neden yoklar
gozlerimde bir yas
ağlamaklı beklemekte  güneş

sevmekte mi gönlüm
sevilmekte mi
saçları  sarılara bulanmış
yaşımı beslemekte gülücüğü
ne olmakta...
sevmekte mi gönlüm yine
ah gönül ah....

sefaya sürülür mü hainliğim
kalbe dolar mı günahım
yoksa sevmeye boğar mı benim
sevmekte mi gönlüm
sevilmekte mi

--------------------------------
bugün bulutlar ne kadar da kara
ayna soluk,yüzüm ne de berbat
bakmaya doyamadan gitti hayaller
bugün hava ne de kavisli,
rüyamı bozan gürültü,vesselam
elime verin...

hani nerde,nerde kaldı gelecekler
gelmediler,gelmediler...

bugün hava neden böyle acımasız
neden üşüyor içim,sadece benmiyim,
üşüyen,yoktuk,yoklara büründüm
sabahlar erken mi başlıyor,
-her yer karanlık

hani nerde kaldı gelecekler
gelmediler,gelmediler...
-------------------------------
BAK
bak...
yine yanıbaşında,yine seninle
sensizliği paylaşıyorum
sevgimi bu yaşadığım,yoksa kinim mi?
nerelisin sen...

bilir kişiler gördüm hayatta,
hayata dolanmış zavallı insan.
belki hepimiz ya da sensin akıldaki soru
------------------------------
ÖFKE
neden insanlar bu kadar öfkeli anne
hep ağlatıyorlar,
biliyormusun anne bende ağlıyorum artık
öfkelerini üstüme kustular anne
çok ağladım ama sakladım gözyaşlarımı
kimseye göstermedim
hep sakladım,hep...

aksine güldüm hayata,
öfkeli benden büyük abilerime
canımı acıtan kimselere hep güldüm
artık bende öfkeliyim anne
artık gülmüyorum,unuttum gülmeyi
------------------------------
YOKUŞ
bu yokuşlarda yoruldum,paralandım
hayata tırmandım;parmaklarımı duyamıyorum
yeşili özledim;küçük evimin bahçesinde,
diktiğim ağaçları;şimdiye açmıştır çiçekleri
gülün,nergizin,sümbülün...

sabaha ulaşmak bu kadar uzak mı bana,
neden görmüyor gözlerim?
ayaklarım altından kayan taşlar,
ezılen kıpkırmızı gelincıkler hayat yokuşunda
üzülüyorum ama hayat:devama hayranım

özledim;bir kadının saçlarını okşamayı,
delice sevmeyi ve sevilmeyi sevilmeyi.
şu kıyılarda koşmayı özledim;
yokuşun dibinde duran şu usul kıyı;
darmadağın olmadan önce gittiğim

------------------------------


--------------------
Sevdalara durdu  bu gece her yanım

Bitmeyen hasret tomurcukları

Ve sen…gözlerin içinde hüzün

Saf saf dizilmiş yoksunluğum

Bağırıyor  

 ------------------------
GİDİŞ SAATİ

gitmek günü gelmiş olmalı
esinti hızını arttırmış bekliyor
karanlıklar gözlerimdeki ışığa hasret
saçlarıma karlar yağmış,aklanmışım

odalarda hayat uykusuz kaldı
bir baharı özlüyor insan
köşelerde serseri bir ben
giitmek günü gelmiş olmalı
---------------------
BURDAYIM...
burdayım ama bedenimle burdayım
ruhum kimbilir nerelerde?
nereleri yakıştırdı kendine
belki uçurumda seyirde 
belki vefasız bir kalbin içinde

burdayım...
ama bedenimle burdayım
ruhum cennet bahçelerinde
saçının teline bakınır
gözlerinde bana acır durur
belkide cehennemde bekler
ateşe yakınmış ruhum kim bilir

burdayım...
ama bedenimle burdayım
eteğinin pulundadır benim ruhum
parmaklarının takırtıları arasında
bir seni bilir seni düşünür ruhum
ruhum avare dolanıpdurur başımda


burdayım...
ama bedenimle burdayım
ağlıyordu;alıp başını gitti ruhum
peşin sıra verdi buldu seni
şimdi nerede ruhum?
dudağının iki çift sözünde
gülüşünde;gamzenin içinde
-------------

YELKENLERİNİ AÇTA GEL

yelkenlerini aç,yanaş kıyıma
demir at,bağla ipini iskeleme
bir bak,gör sen gideli ne halde
istersen çöz ipini gitsin gemin
ama sen kal gülçiçek,ne olur kal
sen gideli bak yoksun kaldım
gelmedi ki başka gemi kıyıma
yeneşemedılar,dokunamadılar
sana ait,senin iskelene
mağrur bekliyorum...
ayaaklarım suda,sıvadım bileklerimi
hadi gülçiçek gel yanaş kıyıma.

----------------------

BELKİ
belki bir gün yine...
selvi ağaçlarına bakarız beraber
saçlarımı sürüp ellerimle
gülüşmelerimlizi biçeriz bakışlarımıızla
yarınla olan hesabımızı görürüz
ta içimizde biriikmiş ytimliğimizin hesabı

belki bir kıyıda
ya da çölün tam ortasında
insanların kaynaştığı iskelede 
buluşuruz...

seni görüşümde içimdeki sevinci
anlatsam,anlatamamki
eski namelerde
biriken bir sevda masalı gibi
hatırlamak
istesmde,isteyememki.

-------------

TURNACIK

bir figan etse yer gök yarılır
can taşır hale bürünür yavrucağı
bir turnadır mor kanadı güneşe hasret
bir avcı,bir serseri akıl gelir el aşına
turnacık,zavallı...

------------------
KALBİM

bir hüzün bulutu kalbim
nereye yağsa hüzün,keder
yok edercesine yarar toprağı
dolu doluu kalbim...
ne diyeceğini bilmiyor
bilmiyor kalbimi insan
bari sen bil güzel gül
içim kırmızını aldı
kanıyor,kanıyor,kanıyor...
ne desem ben bu şarkıya
alıp koparıyor ahımı
ahım dağlara sesleniyor
bağırıyor...

----------------

SUSADIM

susadım;dudaklarımda yaralar
mecnunluğum çöllere beni paralar
bu akşamlar benden ne istiyor
neden göstermiyorlar resmini
ışıksız,fakir geçen geceelerimde

------------------

VUSLAT

vuslata durdu her yan...
hüzün benim,benmiyim hüzün?
dalgalara tutulan martılar
dipte huzurlu,umursamaz yunuslar
bir yanda ağlayan garibim
ötede,elinde elma şekeri,çocuk
vuslata mı durdu her yan?

------------------------

 SEVDİĞİM

bir sevdiğim var içimde
ıssız yüreği çağlayanyarı anımsatır
her daim ceylan bakışları çölü sahradadır
fırtınalar koparan kara saçları
alıp götürür umarsız,
menzilde garip bir kurşun gibi
yüreğimin onun için hazırlanan tahtı sefada
bilinmez görülmez yeşilin olduğu ülkeye
bir sevda yarkısı söylenir hüzün dillerde
sarar bedeni ayaz soğuğunda
bilinmez köşelerde benden kalan bir hay
sonra ben arkamı dönüp giderken bir an
o bakışları yoktur artık,o gülüşü,o yüzü
bir ses bile gelmez arkamdan
sadece iki çift söz olsaydı yeter,
seni seviyorum...........

------------------------
AĞLAYAN ÇOCUK
duydum;ağlayan varmış,
karanlığa özenen saçlarının dibinde
garip bir çocuk gibi gölgende
velhasıl umutla,hayalle...

ne bitmez gecedir gözlerimde
durmadan karanllık ve zifiri.
seni aramış bütün hayaller
velhasıl bilinmezlerde;saklı...

bedene büründü ruhum
ne zaman geçti 
ne yaşlandı ardından
ne de unutabildi seni...

duydum;ağlayan varmiş 
benini kıskanmıiş,ondan
yüzüne vuran saçlarına kızgın
velhasıl saçlarına hayran...

duydum;ağlayan varmış
yağmurun çiselediği yalnızlığa
ardından doğacak güneşe özlem,
duyulurmuş ardından sesleri sevenlerin

Ve bir çocuk...
duydum;ağlarmış o çocuk
belki doğmamış olmayı yeğleyen
sevenin ardından bir resim kalır,
ona ağlarmış,yakınırmış  ona...

bir sevdiğim vardı
o zaman  insanlar vardı
o zaman  hayallerm vardı
umutlara gömülü yaşlarım
sessizlik ve sen...

duydum;ağlayan varmış 
benim ağlayan,halallerim,
umutlarım ağlayan

duydum;ağlayan varmış
ağlayıpta gülen.......

------------------------
BOŞLUK
boşluğun tam ortasındayım
yelkenlerim kırık,dümenim bozuk
su alıyorum,batıyorum dibe
dalgalandıkça deniz,yıpranıyorum
gıcırdıyor dümenim,kırılıyorum
bir limanı özledi,bağlansa bedenim

yakınsa,açılsa
açılmayı özledim
-----------------------------
DÜŞÜNÜYORUM
düşünüyorum...
sahile vuran istiridyeyi
kayığın denizde sallanışını
yeşilin maviye doyumunu
ben bir kıyı düşünüyonum

düşünüyorum...
saatlerce yürümeyi yorulmaksızın
güneşi seyretmeyi;hayata arkamı dönüp
ve dudaklarım arasında hırıldanışlarımı
bir gölge düşünüyorum;renkli,canlı
----------------------------
SEYİRDE
yine seyirlerde gönlüm;
dağı seyre dalmış,
kuşarı,martıları;
yolların bitmez sonunu;
karlara direnen kardeleni;
yüzümdeki soğukluk hissini,
aynada akseden yüzümü
seyirde gönlüm...
gönlüm seyirde bu gün
------------------------------

--------------------------
İNSANLARA
sabahladım yine  bu gece ağlayarak
insanlara kızgınım,sağolsunlar...
-metin ol evladım! diyor anam 
ama dayanılmaz şeyler anam 
insanlıktan çıktım 

yazan parmaklarım var 
bir iki mısra idareten ama...
artık yazamaz oldu kanlı elim 
zahmete zaman kalmıyor...
ne yalan zamanlar yaşarım bilinmez
ah çekmek mi doğru olan?
 
sanki bensiz gibi zaman
çiçekleri özledim;gül kırmızı
kan kırmızı ve acı;acıtır
ah insanlar,ne severdim sizi
ama sevenin yalanı,dostun kahpeliği
ve sırtımda sayısız pıçak darbesi
bir inilti dilimde;ne duyan var ne bilen
ben ağlıyorum ağlama diyen yok...

ah anam ah!
neden bu kadar yalnızım ben karanlıklarda...
ben korkuyorum,korkma diyen yok 
zavallı dilim sayısız küfre maruz 
saçımı yoldum canım acıdı 
ve kin denen acıymış anladım;tattım
-----------------------------
BURDAYIM
burdayım;tam burada 
dizlerinin iki büklüm dibinde
yalvarmaktayım,ağlamaktayım 
yaşım yolunu yıkamakta

burdayım;tam burada
dizlerinin iki büklü dibinde
elimde kır çiçekleri;solgun,bükük
bir çocuk masumluğunda tenim
ansızın sendelemişte düşmüş 
canı acımış bir cocuk...
-------------------------
yaklaşık kaç yıl...
takvim sayfalarında
bir bir yırttık...

açık mı kapı bu gün?
açılsın,içeri alsın beni
dışarısı soğuk,kavisli

-------------------------------

dönüş
sadece bir söz yeterki insana 
mutlu olsun ve gülümsesin  hayata 
canın acırsa bak bir arkana
kapalı mı kalmış yalan yıllar ve sevdalar


hangi yamanmış seyir eden  katibe 
bir acı duyar sevinç dolu kalbine 
dermanı arar,arar da bulamaz ah çekişleri

saçına tek gül konsun sana tek dileğim
serilsin bin atlı ki yorgun düşen canan dibine 
bazen  kapalı kalan yalanın olsun sonum olan bakışım olsun 

sana ahım sevdam olsun  desemde                                       
seni seven kalbim olsun
-------------------------------

KAÇMALI

Bir yolunu bulup kaçmalı bu şehirden, bu korkuda
Özleme dayandı her yan buram buram
Bir yolunu bulup kaçmalı bu şehirden, kaçmalı
Kırlardaki papatya çiçeklerine varmalı.

Ses seda yok elem dolu bo
ğuk haykırışlarımda
Sessizce bağırıyorum dipsiz uçurum hayâsızına
Almıyor toprak almıyor yamacına beni
Ben karanlık şehirde, içimde bir avuç toprak hasreti

Bir yolunu bulup kaçmalı bu
şehirden, bu sevdadan
Ağlamaklı gözlerim her yanım kokan gül çiçek
Başımdan atıp gitmeli bu şehirden kaçmalı bu yaradan
Bir köşede sızıp kalmalı sessizce.

 

                                                         RETKA                                   
-------------------------------                 

retka

Dönüş

Belki bir hataydı aldanıp gitmek rüzgarın sözlerine 

Ve içimde özlemin kokan  hışırtıları

Şimdi anlamsız karaltılar ve bir avuç susuzluk

 

 

Hayal etmek istiyorum saçlarını,gülüşünü,benini

Ağlamak istesem de kuru gözlerimde acı tebessüm

 

Yalınlığın ve sesinde titreşmeler

Gözlerinde  avuçladığım geçmişin silleleri

Dibimde yatan hayatın tek korkusu

Seni kaybetmek ve bulamamak hayallerimde

 

 

Şimdi dönüp geldiğim bu toprak parçası

Ve gizli yaşamım  içinde   kaybolmuş kirli bedenim

Seni bulamamışlığın verdiği ızdırabım

 

Her şey bu kadar boş muydu eski zamanımda 

Dibinde oturduğumuz ağaç yalın mıydı bu kadar

Aynalar bu kadar korkutucu

Ve resimler özlem kokar mıydı bu kadar

          

                                                                       




----------------------------


AYRILIK

Saklı anılarım var sende kalan; hüznüm, acım, kahrım…

Ve her sesini duyuşum, her yüzünü görüşüm.

Ben senin gözlerine aşık oldum sevgilim.

Saçının siyahına, içinin nazına, elinin sedefine.

Ben sana değil, senin hüzün bakışlarına,

Gözlerindeki mağrurluğa, yanağının alına.

Ben senin tek lafına aşık oldum sevgilim,

“Vakti geldi ayrılığın”

 

İçim titriyor, canım acıyor giden yıllara inat.

Öfkem sana değil sevgilim, senin yalanına.

Sahteliğine ve hala, sana olan sevgime.

Artık alay olan bakışlarına…

Şimdi yalnızım, sensizim hazan meltemlerinde.

Gözlerimin kapanışını bekliyorum,  yaşama inat.

Şimdi yalnızım, sensizim unutulmuşlarda,

Bir umuttur içimde, gelişini bekliyorum uykularda.

Ben senin tek lafına kırgınım sevgilim,

“Vakti geldi ayrılığın”

 

Şimdi dar sokakları mesken tutmuşken içim,

Seni unutmasın diye çırpınıyor gözlerim.

Kulağıma fısıldanan tek nağme var artık,

Öfkemi, kırgınlığımı ve sana olan sevgimi hatırlatan.

Bir bahar akşamında gözüm kapıda,

Elim aralanan pencereden sahipsiz düşerken,

Kanepenin kenarına saklanmış bir resmin.

Ve gözüm izlerken uçup giden ruhumu,

Seni bana hatırlatan tek nağme var kulağımda,

“Vakti geldi ayrılığın”…

 

 

 


-----------------------------

DÜŞ

Dün gece yine seni gördüm düşümde.

Sesini duyup koştum kör uçurumun

Çiçek açan kenarına. Bir papatya kopardım

Saçının arasına yerleştirip, öptüm yanağından

Sen benden karanlığı istedin nedensiz haykırışlarla

Acılıydın içini yakıyordu bilmediğim şeyler

Benden kendini istiyordun sevgili kendini

Sen bende, ben de sende kaldım, tutukluyuz içimizde

Nasıl verirdim seni sana…

 

Baharın güneşini senin için açtığı bir vakitti

Sen ayrılık vakti diyordun benden seni istiyordun

Ben gözümde yaş sana canım diyordum

Seviyorum diyordum yapamam diyordum

Ve karanlık çöktü hüzün bakışlarımdan aşağı

Sessizlik kefen gibi sardı her yanımı

Sen benden seni istiyordun ve ağlıyordun

 

Ben seni koparıp verdim sana içimde tarifsiz acılar

Ve hala yaram kanıyor, seni istiyor donuk bahar akşamları

Sana yazıyorum olan tüm yorgunluklarımı

Geçen yıllara inat seviyorum hala seni

Bir gün çıkagelirsin sesini duyduğum uçuruma diye

Hiç uyanmıyorum uykumdan

Hala seni bekliyorum, elimde papatyalar… 

 

 

      RETKA



---------------------------


SENSİZ

Ağladıkça yüreğimde demlenen acıları içiyorum

İnce belli bir yandan gülen resmine bakıp

Odam desen her zaman soğuk her zaman nemli

Gözlerim gelmemene alışamadı yolları bekler elemli

 

Korkarım gelmemenden, sensiz bir köşede ölmekten

Geceden karanlık saçlarına vuramamaktan yüzümü

Bir daha gözlerine vurulamamaktan korkuyorum

Ben senden değil kendimden korkuyorum, kendimden

 

Acılara tutundukça acıyor nerelerde bilinmez gönlüm

Nameler yakıyor içimi zakkum oldu yediklerim

Seni özlemiş, gelmeni özlemiş sevgili geçen yıllar

Hangi limanda bilinmez savurur nefesim deli gönül.

 

Hadi gel sevdiğim dert verme artık yorgunluğuma

Saçıma aklar düştü, gel temizle şafağa vurmuş güneşi

Pencerem buğulu artık bakamaz oldum yollarına

Bahçemize diktiğin güllerimizde soldu, gel

 

Son kibriti de yaktım, ocakta son aşım var

Sobam yanıyor sönük kış akşamlarında

Ama bir üşüyorum bilsen hayaline, bir üşüyorum

Yanan yüreğim deli eder beni, ben bir üşüyorum

 

           

 

                                                    

 

 -----------------------------------

RETKA
 gelirim ellerimde geçmişin izleri ve yüzümde hüzün
acıyı tatmş özlem kokan yılların sinesi .
ağır adımlarım takırdar,sesim kesik ,saçlarım dört bir yana dağılmış
içim desen karaltılarda bilinmez bir  can pazarında
sarılmak istesem dokunmak ,hissetmek ve ağlamak dizlerinin dibinde 
bir gül desem ....


ölümüm desem ,hayalim desem,
kaçamak bakışlarına hasretim desem kesik haykırışlarımla 
belki  yalnızlığımda  bir teselli belki acınmak istercesine 
bir çocuk gibi başımı koysam omuzlarına ağlayıp affedermisin?

 



---------------------------------------

ığdır

 

Merhaba…

Telli turnalar ay  karanlık,parlayan tek yıldız

Şu köşede yalnız dolanan garip ana

Saçlarını toplamaya çalışan selvi  ağacı

Torağım,acım kahrım sevincim ve yalnızlığım

                                               

 

 

 

Merhaba…

Kardelenler diyarı merhaba

baba ocağı:dört yanı memleket  kokan  Iğdır

serhatım ,ilk sevdam  ilk can buluşum

ayağa ilk kalkışım

ve elini ilk tutuşum canana ilk bakışım Iğdır merhaba

 

-----------------------------


dünya hali 

öfkeli bir yığın insan var dünyada 
şarkılarda dostluklar unutulmuş 
sevdalar bile karanlığa gömülü birer yılgınlık 
çırpınıyor
yalnızlığa itilmiş nice zavallı 


anlamsız geçen zaman artık kupkuru 
isteksiz verilen bir selam 
acıtıyor yüreğimi 
belkide onlardan olmayan yüreğim
belkide satırlarda gizli bir 
kaç sözüm buna neden 

ama unutulduk sezsizce 
hiç anlamadan 
ve hayata dair herşey 
içimizde  kalmış
bir tebessüm hasretiyle

------------------------


AŞK
sonradan değeri anlaşıldı aşkın 
herkesten habersiz geldi
önce çırpınışlarımı izledi 
sonra yalnızlığa itip tek dostum oldu aşk
acıtıyordu canımı ama ...
güzeldi,iyiydi yinede 
sessizce kulağıma fısıldayıp dururdu 
_soyle artık ne duruyorsun?


yalnızlık arttıkça kucakladığımdı aşk
ilk seviyorum deyişimdi
reddedilişim,sevilişim,karanlığa gömülüşümdü aşk


aşk seni tanıyışımdı 
bülbüldüm,gülüm aşk
saçlarına doladığım bir papatya
içimi yakan bir yangın
artık yeter ,bırak deyişim aşk 



şimdilerde düşünüyorumda aşk nedir diye 
aşk sana kızgınlığım,affedemeyişim
içimde bir yılgınlık abidesi,
yıkıntı,harabe,sessizlik 
ve nefret kokan sözcüklerim aşk 
ben seni senle seven  aşk bir zavallılık



-------------------------

Gidi
şinle…

Yine sessizlik kaplamış göğü

Her yan karanlık… 

insanlar dört biryana dağılmış.

sevgi kendine söylenip duruyor

hayat artık hiç de eğlenceli değil

yemeğin tadı bile kaçmış 

şarkıların da sesi kesilmiş

hep ağlatıp duruyorlar artık

yok; hep hüzün var gidişinle

Çiçekler boynunu bükmüş

dalgalanmış deniz biraz kızgın gibi

Her şehri bir ağlamak tutmuş

gözyaşlarında tüten hasret  kokusu

Ağaçlar erken yaşadı sonbaharı;

Erkenden döktüler yapraklarını

Ben bir köşede oturuyorum

Saçlarım bir o yana bir bu yana…

Rüzgar bile sessizce esiyor

Anlamsız her şey işte.

Tek canlı toprağında biten gülçiçek

 

Yangınlar hemen  sönüyor artık

Ama içimdeki yangın…

arık kimse gülmüyor;

gülüşünü özledi insan

gamze çiçekleri yok artık

yüzün olmadan.  

güzel yok hep çirkin var

dağlardaki beyazlar arttı inan  

hastayım halime acıyor Azrail

merak etme güllerini bugünde unutmadım  
bak temizledim toprağını

 



-------------------------------

8A  sınıfı için

Biz dost hasretine aşina biçareler

Gözleri tomurcuklanmış bekliyor

Gökçelenmiş her yan sağırlaşmış alem

Anlamak gerek geçmişi,güzel günleri

Bir olmak zaman içinde,tek olmak

Ayrılığı ölüm bilircesine yaşamak

hayal  etmek sadece güzel bir geleceği

 

arada sıralanmış dağlar,uzayan yollar

ve iç yangınlarıyla beklemek

dost deyip öylece uyumak ve sevmek,sevilmek

insafsız giden zamana inat beklemek

yol üstünde,evin penceresinde…

 

ağlamadan;aksine gülerek hayata  

beklemek;sadece sabır deneni tatmak

ihanete uğrasak ta,hayatın gazabına uğrasak ta

hasretin beşiğinde  bir çocuk,

yılmamaya hüküm giyercesine

üşüyerek,titreyerek…
saçlar dökülmüş,beller bükülmüş olsada

-----------------------------
yaşamım...
seninle uyandım hayata,
ilk gozümü açışım ve sevişim
bir masumluk ve sızlayan yüreğim 
elimde bir resim peşinde,avare,serseri
ilk gözyaşm,ilk ağlayışım 
yaşına ilk boğuluşum 
sesinle titreyişim,bulamayışım
sabahlara  gelemeyişim ve özlem
belki yanlıştı sevişim 
belki sevmeye doyamayışım 
bir bakışın  ölmeme yeterdi 
belkide ölümüm olduğun içindi
ama seninle uyandım işte 


seninle yaşadım hayatı 
yaşamak olmasada hayatım 
senelere sığınan acılara inat 
dudağını büküşün olsada can buluşum 
bukle bukle  saçlarındı tutunduğum 
parmaklarının takırtısı benım şarkımdı
gözyaşım  aşımdı....


seninle öldüm inan...
elalara boğulmuş,her yan yas
taki elin elimden,gözlerin gözlerimden ,
hasretimyüreğine doyumsuzluğum 
kavuşuncaya dek her yan anlamsızlığa
ölmek bile güzel seninle olunca hayaller,
benini özledi bahar;gelmez 


----------------------------
EKSİK
söylenirdi  yalnızlığa tüm yorgunluklar 
sevince doymayan yüreğe acır kuşlar 
sahillerde bir telaş;denizler kuru
ağlayanlar sarmış her yanı 
bir özlem türküsü biçare dillerde
gözlerimde yosunlaşan yaşlarım 


gidişine dayanmadı yollar;çöktü
ansızın  bir divane aşık belirdi
---------------------------



 
 
  Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı! ölü retka yaşamı  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol